Tevrat’ın başlangıç bölümünde karşımıza çıkan ilk konular ‘yaratılış’ ve ‘ilk günah’ sahneleri şeklindedir. Bu konuların ikonografik açıdan nasıl değerlendirileceği, usta sanatçılarca nasıl işlendiği ve ileriyen yüzyıllarda nelere karşılık geldiklerini inceliyoruz.
Yaratılış
Tevrat’a göre yaratılış tam altı günde tamamlanmıştır. İlk günde aydınlığı karanlıktan ayırarak gece ve gündüzü yaratır, ikinci günde göğü yaratır, üçüncü günde yeri ve suları ayırır, dördüncü günde Güneş, Ay ve yıldızları yaratır, beşinci günde kuşların ve balıkların yaratılışı ve son olarak altıncı günde hayvanların ve ilk insanın yaratılmasıyla son bulacaktır. Bütün yaratıkları yarattıktan sonra Tanrı; ‘ çoğalın! Eksilmesin bereketiniz! ‘ diyerek tümünü mübarek kılmıştır.
Tintoretto, ‘ Hayvanların Yaratılışı’ eserinde Tevrat’ta bahsedilen beşinci günü betimlemiştir. Eserde kutsallığı etrafındaki ışık süzmelerinden belli olan Tanrı figürü merkeze yerleştirilmiş ve suda birbirinden farklı betimlenen balık cinsleri, gökte ise birçok kuş sürüsü bulunmaktadır.
Adem’in Yaratılışı
Altıncı gün, Tanrı ‘ kendi suretimizde, bize benzeyen insanı yapalım. Denizlerdeki balıklara, gökteki kuşlara, yerdeki evcil hayvanlara, bütün canavarlara, bütün sürüngenlere egemen olsun! ‘ dedi. Böylece Tanrı kendi suretinden insana can verdi. Topraktan yarattığı bu canlıya Michelangelo, ‘İnsanın Yaratılışı’ eserinde 11 meleğin tuttuğu Tanrı, Adem’e parmağıyla can vermektedir. Adem ise tüm dikkatini bakışlarıyla Tanrı’ ya çevirmiştir. Hıristiyan öğretilerinde ileride İsa’nın ön belirimi olarak karşımıza çıkacak olan Adem’in bu ikonografisi pek çok sanatçı tarafından kabul gören olarak hafızalara kazınacaktır.
Tanrı, doğuda bir cennet bahçesi ya da diğer adıyla Aden kurar. Aden’de yerden yemesi güzel ve hoş meyve ağaçlarının yanısıra ‘iyiliği ve kötülüğü bilme ağacı’ da bulunmaktaydı. Bu ağacı sulasın diye dört ırmak yaratmıştı. Bunlar; Dicle, Fırat, Pişon ve Gihon’dur. Tanrı, Adem’i buraya koydu ve ona dedi ki: ‘Bahçedeki her ağaçtan yiyebilirsin, ama iyiliği ve kötülüğü bilme ağacına dokunma! Çünkü ondan yediğin gün kuşkusuz öleceksin’
Havva’nın Yaratılışı
Tanrı, tüm canlılara ad versin diye onları Adem’e getirdi. Kendisine bir yardımcı bulamayan Adem’i yalnız bırakmak istemeyen Tanrı ona bir yardımcı yaratmak istedi. Adem’e derin bir uyku getirdi ve o sırada onun kaburgasını alıp, etle bürüyerek ondan bir kadın yaptı ve ona getirdi. Bu kadın Havva’dır. İleride ikonografik açıdan Havva’nın ön belirimi olarak çıkacak olan Havva, Rubens’in ‘Adem ve Havva’ eserindeki betimlenmesiyle de bu durumdan çok uzak değildir.
Adem ve Havva’nın Kandırılışı ya da İlk Günah
Tanrı’nın yarattığı canlılardan en hilecisi yılandı. Bir gün yılan, insanların bilgelik ağacının meyvesini yediklerinde öleceğini bilmesine rağmen Havva’yı kandırmaya çalışarak, onu yemesini söyledi. Ve yılan dedi ki : ‘Meyveyi yediğinde gözlerini açılacak ve Tanrı gibi göreceksin, iyi ve kötüyü bileceksin ama ölmeyeceksin.‘ Ona inanan Havva, dayanamayıp yedi bilgelik ağacının meyvesini ve kocasına da verdi. Böylece açıldı gözleri ve çıplaklıklarını gördüler. Bunun üzerine incir yapraklarıyla örtündüler.
İyiliği ve kötülüğü bilen insanı, Tanrı cennetten kovar. Artık topraktan yaratılan insan, toprağa dönmüştür.
Michelangelo‘nun eserinde; iki ayrı sahnenin adeta ortadan ikiye bölündüğünü ve tam merkezinde iyiliği ve kötülüğü bilen bilgelik ağacının olduğunu görüyoruz. Burada bilgelik ağacının sol tarafında Adem ve Havva bulunur. Havva, bedeni bilgelik ağacına sarılmış şekilde betimlenen yılandan meyveyi almış şekilde gösterilmektedir.
Sağ tarafta ise yine Adem ve Havva betimi vardır, fakat bu kez cennetten kovulmuş halde karşımıza çıkarlar. Onları kovan etrafa alevler saçan kılıcıyla betimlenen Keruv’dur.
Masaccio, ‘Cennetten Kovuluş’ eserindeyse, Michelangelo’nun kullandığı ikonografiye benzer şekildedir. Adem ve Havva üzüntülü bir yüz ifadesiyle ağlayarak, kılıçlı Keruv tarafından cennetten kovulmuşlardır. Mosaccio’nun Brancacci Şapeli fresklerinin bir parçası olarak karşımıza çıkan bu sahne aslında bir olaylar dizisinin resmidir.
Daha çok Ortaçağ kitap resimlerinde, yaratılıştan başlayarak tüm konuların sırasıyla ve şeritler halinde işlendiği bir kurgu sağlanmıştır.
KAYNAKÇA;
CÖMERT, BEDRETTİN. ‘MİTOLOJİ VE İKONOGRAFİ’. ANKARA, DE Kİ BASIM YAYIM LTD. ŞTİ. KASIM 2010.
TÜKEL, UŞUN VE YÜZGÜLLER ARSAL, SERAP. ‘SÖZDEN İMGEYE BATI SANATINDA İKONOGRAFİ’. İSTANBUL, KABALCI YAYINLARI, 2014.
Güzel bir yazı olmuş elinize saglik
GÜZEL OLMUŞ TEBRİKLER
KEŞKE DAHA GENİŞ İNCELESEYDİNİZ