Herodot, 6. Kitabı Erato’da Spartalıların krallarına verdiği ayrıcalıklardan söz etmiştir. Aktarımlara göre krallar savaş ve barış zamanında farklı haklara, ayrıcalıklara sahiptiler.
Savaş zamanında krallar , istedikleri ülkeye savaş açmakta özgürdürler, hiçbir Spartalı’nın buna itiraz etme hakkı yoktur ve itiraz ederlerse günaha girmiş sayılırlar. Çünkü bu iki kraldan biri Lakedaimon Tanrısı Zeus’un diğeri ise Gök Tanrısı Zeus’un rahipleridir.
Savaş esnasında toplamda yüz tane seçilmiş askerin koruduğu krallar, savaşa her zaman önce giderler ve sonra dönerler. Sefer süresince istedikleri sürünün sahibidirler ve kesilen hayvanların yünleri ve derileri koşulsuzca onlarındır.
Barış zamanında ise , özellikle resmi kurban törenlerinde, şölenlerde, oyunlarda ve çeşitli kutlamalarda her zaman onur konuğu olarak baş köşeye otururlar. En başta onlara hizmet edilir. Eğer krallar şölene katılmamışlarsa, arpa ve şarap evlerine gönderilir, katılmışlarsa her yemekten iki porsiyon alırlar. Her masada bu şekilde ağırlanırlar. Savaşlarda olduğu gibi burada da kurban derileri krallara aittir.
İki ayda bir ve ayın yedinci günü olmak üzere, devlet her iki krala da bir medimnos arpa unu (yaklaşık 51,84 litre), Lakonia ölçüsüne göre dörtte bir ölçek şarap ve Apollon Tapınağı’nda büyümüş lekesiz birer kurban verir.
Yurttaşların arasından seçilen ” proksenleri ” onlar seçerler. Proksen, yabancı ülkelerde kendi ülkesinin ekonomik ve politik olmak üzere çıkarlarını gözeten görevli kişi olarak tanımlanabilir, bir nevi konsolos gibi… Bunun dışında iki Pythiacı da seçerler, tıpkı krallar gibi geçimleri devlete aittir. Delphoi’a danışmak gerektiği zaman seçilen Pythiacılar oraya giderler ve krallar alınan oraklleri arşivlerinde saklarlar.
Yargı krallara aittir fakat yargı yetkileri bazı durumlarda sınırlandırılmıştır. Örneğin, bir kız nişanlanmadan önce babası ölür ve kız mirasa sahip olursa, kızın kiminle evleneceğine krallar karar verirler. Bir vatandaş bir çocuğu evlat edinmek isterse, tören zorunlu olarak kralların huzurlarında yapılır. Yani aslında ulusal yollarla ilgili işlerin düzenlenmesi onlara aittir.
Yirmi sekiz kişilik Yaşlılar Meclisi’nde onlar da bulunurlar, bulunmadıkları toplantılarda ise yaşlılardan kendilerine en yakın kişi kimse o, kralları temsil eder. Herodot burada kralların ikişer oy hakkına sahip olduğundan bahsetmekte. Fakat Thukydides Herodot’un yanlışını çıkarır (Thukydides I. 20). Sparta krallarının ikişer oy hakkı yoktur, her üye gibi onların da birer oy hakları vardır. Buradaki yanlışlık belki de metnin başka türlü yorumlanması ile halledilebilir, farklı yorumlamada ise ” Herodot belki de vekil senatörünün her iki kral adına oy kullanabileceğini söylemek istemiştir. ” deniliyor.
Krallara Sağlıklarında Devletin Tanıdığı Ayrıcalıklar Bunlar, Peki Öldüklerinde?
Krallar öldüklerinde, haberin herkese duyurulması için bütün Lakonia’ya atlılar salınır. Kadınlar tencerelere vurarak tüm kenti dolaşırlar ve haberi almış olan her evden 2 özgür kişi, bir kadın bir erkek olmak üzere yas kıyafetlerini giyerler. Bunu yapmayanlar çok ağır cezalara çarptırılırlar.
Herodot, kral öldüğü zaman yapılan şeylerden söz ederken, ” Asya barbarları ne yaparlarsa, Lakedaimon’da aynı şeyler yapılır; barbarların çoğunda da krallar öldüğü zaman yapılan törenler aynıdır. ” diyor. Kral öldüğünde cenaze törenine Spartalılardan başka, tüm ülkeden periek de katılır. Bunlar bir yerde toplanırlar, bir yandan dövünürlerken diğer yandan da kadınlar çığlıklar atarlar, ölen krala övgüler yağdırırlar… Kral savaş esnasında ölmüşse bir heykeli yapılır ve heykel iyi kalite kumaşlarla örtülmüş bir yatağa yatırıldıktan sonra bu şekilde törene götürülür.
Toplamda on gün yas tutulur. Bu yas süresince, kentin agorası tam 10 gün boyunca kapalı kalır, kralın yerine yönetici seçimleri de yine 10 gün süreyle ertelenir. Yeni seçilen kral ise Perslerin geleneklerine benzer şekilde; krala ya da devlete borçlu olan tüm Spartalıların borçlarını bağışlar, bütün illerin vergi borçlarını siler…
KAYNAK
Herodotos, Tarih, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi, Çev. Müntekim Ökmen