Mezopotamya ile ortaya çıkan kabaca fırat ve dicle bölgesinin bu yazı sistemini dönemin önemli uygarlıklarının benimsediğini görürüz. Bu fikir yazısı öncesi yazı unsurları yetersiz kalması çivi yazısının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu yazının Mezopotamya ve Anadolu coğrafyasında Sümerce, Akkadça, Eblaca, Elamca, Hurrice, Hittiçe, Uratuca, Eski Persçe gibi diller çivi yazısından faydalanmıştır.
Çivi yazısı kilden yapılma tabletler ile oluşur. Kil maddesi belli aşama süreci sonrası yazı yazılacak hale gelir. Tabletlere yazı yazmasına yardımcı olan kamış şeklimde kemik, fildişi, bronzdan yapılma stylus kalem olarak kullanılmaktadır. Sadece kil maddesinden değil tahta ve bronzdan yapılma yazı amaçlı tabletlerde mevcuttur.
Çivi yazısı Sümer’de doğup Eski Pers dünyasına kadar gelmiştir. Günümüzde bu yazı önemli kişilerin çalışmaları ile aydınlatıldı. Çivi yazısı değişik anlamlar içeren ideogramların mevcut olduğu bir yazı, belli dönemin uygarlıklarına daha çok ticaret ile yayılmasında önemli araç olmuştur.
Hitit uygarlığının’da çivi yazısını kullandığını bilmekteyiz, Boğazköy’den çıkarılan on binlerce tablet Eski Babil yazı sistemi kullandıklarını yapılan çözümlemelerle anlaşılmıştır. Bedrich Hrozny 1906 tarihinde Hititçe metin çözümleme sırasında watar ”su” ( Almanca ”wassen”, İngilizce ”water” ) bir diğer Hittiçe kelimemiz olan ed ” yemek” ( Almanca ”essen”, Latince ” edere” ) ile karşılaştırması büyük başarıydı. Bu çözümlemenin bize Hititçenin Hint-Avrupa dil ailesine mensup olduğunu kanıtlar niteliktedir.
Bu çözümleme çalışmaları ile filolojik alanda çivi yazısının ayrı bir bilim ve uzmanlık dalı olarak gelişmesini sağlamıştır.
Kaynakça: Hititolojiye Giriş – Metin Alparslan ve Çivi Yazısı – Selen Hırçın