M.Ö. 514 yılında Atina da Tyran olan Peisistratos’un oğulları Hippias ve Hipparkhos’a bir saldırı düzenlenir. Hippias bu saldırıdan kurtulur ama kardeşi Hipparkhos öldürülmüştür.
Kleisthenes’in M.Ö 508 yılında Atina’da ilk demokratik sistemi kurmasından hemen önce yönetimi ellerinde tutan son Tyranlardır. Tyranlara düzenlenen bu suikast demokrasiyle sonuçlanmıştır. Ve bu süreci başlatanlar da Aristogeiton (soldaki, yaşlı olan) ve Harmodios (sağdaki) olduğu bilinmektedir.Bu cinayetin Tyranların baskıcı ve kötü yönetimine karşı yapılmış bir saldırı olduğu varsayımının yanı sıra işin bir de görünmeyen yüzü vardır. Dönemin tarihçilerinden günümüze ulaşan bilgilere göre iki farklı anlatım söz konusudur.
Bunlardan ilki Aristogeiton’un genç sevgilisi Harmodios uğruna işlediği bir namus cinayeti olduğudur. Tyran Hipparkhos’un sürekli olarak Aristogeiton’un sevgilisi Harmodios’u taciz etmesinden ibarettir. Bu tacize bir son vermek için iki sevgili Panathenaia şenlikleri sırasında bir suikast düzenlerler ve Hipparkhos’u öldürmeyi başarırlar. Ancak bu suikasttan kurtulan Hippias Aristogeiton ve Harmodios’u öldürtür. Daha sonra Hippias kendini akropole kapar ve yönetimi iyice sertleştirerek elindeki tüm hakları kötüye kullanır. Bu durumdan şikâyetçi olan halkın desteğiyle Kleisthenes Tyranı devirir. Ve hemen ardından M.Ö 509 yılında Aristogeiton ve Harmodios’un heykelleri yapılır ve Tyran öldürenler olarak ölümsüzleştirilirler.
Bir diğeri ise Harmodios’un dostluğunu kazanmak için boş yere uğraştığını anlayan Hipparkhos’un intikam almak için Harmodios’un kız kardeşini Panathenaia şenliklerinde dışlamasıdır. Harmodios buna karşılık olarak sevgilisi Aristogeiton ile birlikte Hipparkhos’u öldürmesi ile sonuçlanmıştır.
Eğer bu anlatımlardan her hangi biri doğru ise cinayetin nedeni kişisel bir intikamdır. Bu durumda Tyran öldürenleri özgürlük getirenler olarak ya da demokrasinin bir simgesi olarak görmek yanlış olur. Ancak yine de bu grup eser kamu bütçesinden yaptırılan ilk anıt eser olması ve aynı zamanda bir yönetici, soylu dışında gerçek kişileri temsil eden ilk anıt heykeller olması ile önemini korumaktadırlar. Ve aynı zamanda bu heykeller Yunanlıların özgürlüğe düşkünlüklerini ve sosyal hayatlarındaki farklı eğilimin toplumun birçok kesimine yayıldığının ve bunun anormal değil aksine normal bir durum olarak karşılandığını gösteren muhteşem bir anıta dönüşmüş halidir.