Düdüklü Pişirme Kaplarının Anadolu’daki Kullanımı Eskiye Dayanıyor

Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Tlos Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Taner Korkut,2010 yılından itibaren Tlos’ta devam eden kazı çalışmaları sırasında Çift hazneli ve buhar basınçlı düdüklü pişirme kaplarının yemek pişirmede Roma Dönemi’nden itibaren kullanıldığını belgelediklerini bildirdi ve bu tür kaplara ” Kerotakis ” adının verildiğini, kapların kullanımının ise İ.Ö. 1. ve 2. yüzyıllara dayandığını ekledi.

Prof. Dr. Korkut Anadolu’da buğday, arpa gibi tahılların 10bin 500 yıl önce kullanıldıklarını yine kazı çalışmaları sırasında belgelediklerini ve kullanımı bugün de devam eden çeşitli bitki türleriyle karşılaştıklarını belirterek; Muğla, Seydikemer ilçesinin özellikle dağlık bölgelerinde yaşayan insanların yeme ve içmeyle ilgili geleneklerini sürdürdüklerine şahit olduklarını söyledi.Prof. Dr. Korkut bölgede çalışmalarına; Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Göktürk ve Mimarlık Fakültesi’nden Doç. Dr. Zühal Kaynakçı Elinç ile ortaklaşa devam ettiklerini anlattı.

Höyükte Rastlanan Ocaklar Besin Ögeleri Hakkında Bilgi Veriyor

Girmeler Mağarası önündeki höyükte bulunan yerleşim katmanlarının çok önemli olduğunu belirten Korkut, höyüğün en alt katmanında fazla sayıda ocağın bulunduğunu ve bu seviyede bulunan besin atıklarından yola çıkarak bölgede tavşan, yaban keçisi, geyik ve yaban domuzu tüketiminin daha fazla olduğunu belirterek katmanın yaklaşık 10bin 500 yıl öncesine yani akeramik erken neolitik döneme tarihlendirildiğini bildirdi.

Hayvansal gıdaların tüketiminin yanı sıra bölgede yufka, soğan, sarımsak ve peynir gibi tarımsal ürünlerin de tüketimde ağırlıkla kullanıldığını söyleyen Korkut devam etti; ” Maza ” ismi verilen ve arpa unundan yapılan bir çeşit yufka yemeği ön plandaydı, Roma döneminde ise yufka ekmeği yapımında ek olarak kızıl buğdaydan elde edilen unun kullanılıyordu ve bu yufka yemeğine ” Puls ” deniyordu. Peynir, soğan ve sarımsak ise puls’un yanında ek olarak yenilen gıdalar arasındaydı. Bu dönemde pırasa, ıspanak, pazı, kuşkonmaz, lahana, soğan, fasulye, bezelye, mercimek ve bakla gibi sebzelerin yemeklerin içine katılarak kullanıldığı da bilinmektedir. Bu sebzeler gerek çiğ gerek haşlanarak yenilmiş ve daha çok baklagiller ise lapa gibi yemekler yapılarak tüketilmiştir.Zeytinyağı neredeyse tüm yemeklerin vazgeçilmezi olmuştur, aslında bu durumun günümüze kadar sürdüğünü ve Akdeniz mutfağının bir özelliği olduğunu söylemek mümkün. Meyvelerde ise; kuru ya da yaş olarak incir,hem gıda hem de şarap yapımında kullanılan üzüm ve elma tüketimi yoğundur. Balık yemekleri soslarla hazırlanıp tüketilirken farklı etlerle yapılan yemeklerde bu dönemlerde popülerdir. ”

Kazılar Sırasında Bulunan Diğer Mutfak Gereçleri

Kerotakis dışında; bulunan seramik kaplar içerisinde tencere, güveç ve tavanın yanında, tabak, kase, kadeh, bardak, testi veya düz tepsi şeklinde servis amacıyla kullanılan kapların yoğunlukta olduğunu aktaran Korkut, yemek kaplarındaki kullanımın eski çağlardan Bizans dönemine kadar buna benzer bir şekilde devam ettiğini, ek olarak kazılarda bulunan yemek kaplarından hareketle ” Kerotakis ” in çizimini gerçekleştirdiklerini, bu toprak kabın bugün kullanılan düdüklü tencerenin ilk örneklerinden biri olduğunu ve hatta çizimlere paralel olarak kabın bir benzerini yaptıklarını anlattı.

Prof. Dr. Taner Korkut

Prof. Dr. Korkut, Hellenistik Dönemde ; Misafirler için ayrılan yemek takımlarının daha lüks olduğunu ve onlara ayrı servis tabaklarında ikram yapıldığını, yani günlük kullanılan yemek kaplarından farklı olduklarını vurguladı.

Kaynak:  1
Total
483
Shares
Bir cevap yazın

Benzer İçerikler