İstanbul’un Anadolu Yakasında, şehrin göbeğinde, tarihe ilgi duyan herkesi ilgilendiren bir park var; Küçükyalı Arkeopark.
Öncelikle arkeopark nedir, nasıl bir yerdir onu anlatalım. Arkeoparklar, arkeolojinin en güzel ve doğru tanıtım biçimidir. Genel olarak arkeolojik sit alanlarına kurulan, arazinin fiziksel durumuna göre bir gezi rotasına sahip olan ve alanın gezilip görülmesi harici gerek yetişkin gerekse çocuklara yönelik arkeolojinin nasıl bir bilim dalı olduğunu, neden bu bilim dalına ilgi göstermemiz gerektiğini çeşitli yollarla anlatan kuruluşlardır.
Küçükyalı Arkeopark, arazisinde Bizans döneminden kalma önemli kalıntılara ev sahipliği yapıyor, ayrıca şuan Anadolu Yakası’ndaki tek aktif kazı alanı. Şuan gün yüzüne çıkarılmış iki önemli yapı var, biri Satyros Manastırı, diğeri ise suyunu 5 kilometre ötedeki Kayışdağı’ndan tedarik eden bir sarnıçtır. Manastır, sarnıcın üstüne inşa edilmiştir.
Küçükyalı arkeolojik alanı, 1950ler’in sonunda, 9. yüzyılda Bizans döneminde inşa edilen ve İslam esintileri taşıyan ilk saray olarak tanımlanmıştır. Ancak 2000’li yıllara kadar detaylı bir çalışma yapılmamıştır. 2000’lerin başından beri yürütülen yüzey araştırmaları, arkeolojik kazılar, arşiv ve literatür araştırmaları sonucu bu arkeolojik alanın, bir Bizans imparatorunun oğlu olan hadım patrik İgnatios tarafından, MS 866 – 877 yılları arasında inşa ettirilen Satyros Manastırı olduğu keşfedilmiştir. Yazılı kaynaklarda, manastırın patrik tarafından Adalar’da yaptırılmış diğer manastırlar arasından en gösterişlisi olduğunu yazmaktadır.
Arkeolojik alanın hemen karşısında kazı evi ve ziyaretçi merkezlerini görebilirsiniz. Ziyaretçileri bilgilendirmek amacı ile hazırlanmış broşürler ve bilgilendirme tabelaları gibi ziyaretçiler için çok güzel detaylara sahip olan kompleks yaz aylarında kazı çalışmalarına devam etmektedir.
Anadolu Yakası’nda oturup tarihe ilgi duyan herkesin bu güzel arkeoparka uğramasını tavsiye ederiz.
