Yeraltı diyarının kendisinden de “Hades” olarak bahsedildiğini duyabilirsiniz. Eski Yunanlara göre, Hades, egemenliği altındaki diyarın değil, tanrının adıydı. Yeraltı’nın farklı adları vardı: Ölüler diyarı, Nether Bölgeler, Hades’in Evi vs. Ancak, Hades’in adını söylemenin ya da onun diyarından bahsetmenin kötü şans getireceğine inanılıyordu.
Bir insan öldüğünde, gölgesini (ya da ruhunu) almak ve yeraltı’na götürmek için Hermes gelirdi.Yeraltı’na gidebilmek için ırmaklardan geçmek gerekiyordu.Gölgenin ırmağı geçebilmesi için ölülerin sandalcısı Kharon’un hizmetinden yararlanması gerekirdi.Ancak Kharon bedavaya iş yapmazdı. Bunun karşılığında belirli bir ücret olaran madeni para isterdi. Müşterilerden biri Kharon’un ücretini ödemek istemezse yüz yıl boyunca ırmak kıyısında amaçsızca dolaşmaya mahkum edilirdi. Ancak bundan sonra karşıya geçmesine izin verilirdi.Ödemeyi yapıp sandala bindikten sonra işi çoğunlukla gölgeler yapardı. Kürek çekme işi gölgelere aitti. Sandalcı sadece dümeni kontrol ederdi. Irmakları geçen gölgeler,Yeraltı’nın geçitlerine girmeden önce hadesin bekçi köpeği Kerberos’u da geçmeleri gerekiyordu. Kerberos öyle sıradan bir köpek değildi. Bazı mitlere göre üç, bazılarına göre elli tane başı vardı. Çiğ eti severdi. Kerberos’un görevi güvenliği sağlamaktı, yaşayan ölümlülerin buraya girmesini ve gölgelerin buradan çıkmasını engellemekti.
Ölüler diyarını çevreleyen ırmaklardan bazıları:
- Akheron: Keder Irmağı
- Kokytos: İniltiler Irmağı
- Lethe: Unutkanlık Irmağı
- Pyriphlegeton: Ateş Irmağı
- Styks: Nefret Irmağı
Antik Çağ insanları, sevdikleri kişiler öldüğünde, onların dillerinin altında bir madeni para yerleştirirlerdi. Bunun amacı sandalcı Kharon’un ücretini karşılamaktı. Ölen kişi düzgün gömülmezse ya da hiç gömülmezse, gölgesinin ırmak kıyısında yüz yıl boyunca amaçsızca gezineceğine inanılırdı.
Yeraltı’nın Ana Bölgeleri
Bir gölge, Kerberos’u geçtikten sonra bir yol ayrımına varırdı. Bu noktada birbirinden ayrılan üç yol, Yeraltı’nın farklı bölgelerine giderdi. Gölge yol ayrımında ölülerin yargıçlarıyla karşılaşırdı. Gölgenin hangi yolu takip etmesi gerektiğine karar veren ve ebedi evi olacak yeri belirleyen genellikle Yargıçlar olurdu. Bazen de tanrılar müdahale eder ve onların yerine karar verirdi. Ancak Hades bunu asla yapmazdı.
Elysion
Elysion (Elsiyon Çayırları olarak da bilinir) istisnai ölülerin ebedi eviydi. Bu yer kahramanların ve diğer olağanüstü ölümlülerin gönderildiği yerdi. Elysion, kadınların ve erkeklerin ölümden sonra rahat bir yaşam sürdükleri bir tür cennetti. Burada oyunlar düzenlenirdi. Müzikler çalınıp şarkılar söylenirdi. Her daim yemyeşildi ve güneş her zaman parıldardı.
Asphodel Çayırları
Gölgelerin bulunduğu Asphodel Çayırları, ne iyi ne de kötüydü. Sıradan insanların çoğunun ebedi meskeni olan Asphodel Çayırları’nda Elysion ve Tartaros’ta bulunan gölgelerin toplamından daha fazla gölge bulunuyordu.
Gölgeler burada genellikle önceki yaşamlarındaki aktivitelerini tekrarlıyorlardı. Burada hatıralar bulunmazdı. Bu nedenle gölgeler kişiliği olmayan makineler gibi hareket ederlerdi. Asphodel Çayırları tekdüze bir yerdi, çeşitlilik ve sosyalleşme azdı. Yine de Yeraltı’nın bu bölgesi Tartaros’tan çok daha iyiydi.
Bazı mitlerde Elysion ve Asphodel Çayırları arasındaki ayrım çok belirgin değildir. Gölgeler,insanların önceki yaşamlarının bir yansıması olarak görünmekteydi. Bu nedenle de etraflarında ne olup biittiğini anlayabilmeleri aslında pek mümkün değildi. Yine de Antik Çağ insanları, Yeraltı’nın en iyi yerinin Elysion olduğuna inanılırdı.
Tartaros
Tartaros Yeraltı’nın da altında bulunuyordu. Yeryüzünden oldukça aşağıdaydı. Karanlık ve kasvetli bir yer olan Tartaros’tan tanrı ve tanrıçalar da dahil herkes korkardı. Çok kötü ve günahkar olan kişilerin sonsuza dek acı çekmeleri için gönderildikleri yer burasıydı.
KAYNAK: Lucilla Burn,Yunan Mitleri, Nancy Conner, Her Yönüyle Klasik Mitoloji