Newton’un Teorileri ile Deve Kuşunun Kafasını Kuma Gömme Yakıştırmasının Arkeoloji Üzerinden Açıklanması

Eylemsizlik Yasası
Cismin durumunu koruma isteği olarak da tanımlanır. Buradan yola çıkacak olursak, geçmiş dönemlerden günümüze kalabilen malzeme oldukça sınırlıdır. Bu malzemelerin toprak altında günümüze kadar bozulmadan kalabilmesi için uygun koşullar altında olması gerekmektedir. Organik maddelerin bulunması inorganik maddelere göre çok daha nadirdir. Örneğin; volkanik bir patlama veya bir yangın evresi geçirmiş olan bir yapıda bulunan buluntular terk edilmiş yapıdaki buluntulardan daha fazladır. Çünkü yangın veya yanardağ patlamaları korumaya en büyük katkı sağlayan felaketlerin başında gelir. Bunların dışında da su altında, bataklıkta ve kutup ülkelerinde korunan nesneleri örnek verebiliriz.

Dinamiğin Temel Prensibi

Neden-Sonuç ilişkisi olarak da tanımlanır. Arkeoloji de neden sorularına cevap arayan bir bilim dalıdır. Bir diğer açıdan bu yasayı arkeolojiye durağan olmayan olarak adlandırabiliriz. Arkeoloji, sürekli bir değişim, gelişim içerisindedir. Hiçbir şeyin kesinliğinden söz edemeyiz. Matthew Johnson, “Teorilere saptanıp kalmayın fakat teorisiz de kalmayın” demiştir. Her ne kadar bu doğruluğu tartışılacak bir düşünce olsa da teori, mantık da niçin sorusuna cevap arar. Teorilerin çürümesi bu yasayla bağdaştırılabilir.

Etki-Tepki Prensibi

Newton, bu yasayı bir bardağa vurmanın sonucunda yere düşüp kırılması ile örneklendiriyor. Yani nesnel olarak değerlendirmektedir. Fakat arkeoloji, belirli bir nesneyi değil, bir süreci ya da kültürel oluşumu ortaya çıkarmaya çalışan bir bilim dalıdır. Bir buluntunun gün yüzüne çıkarılırken veya çıkarıldıktan sonra bir birey tarafından tahrip olması bununla bağdaştırılabilir. Ya da daha farklı bir örnek olarak bilim insanlarının halkın geleneklerine ters düşecek açıklamalarda bulunması ve halkın fevri tutumu buna örnek gösterilebilir.

Newton’un teorileri ile deve kuşu bağlamına değinecek olursak, hiç kimse teorisinin yanlış olduğunu düşünmez. Bunu sonuna kadar savunur ve çevresindekileri de teorisini güçlendirmek adına inandırmaya çalışır. Deyime baktığımız zaman da “kendini aldatarak başkalarını aldattığını sanma” tanımı olarak kullanıldığını görürüz.

Bir diğer tanım ise “Bir olay karşısında duyarlı olmamak, gerekli tepkiyi göstermemek, gerçekleri görmezden gelmek, sorun yokmuş gibi davranmak” diye sıralanmaktadır. Buna örnek olarak da çok basit olarak ”Kültür varlıklarının korunmaması ve sahip çıkılmaması” verilebilir.

Bu yasaların dışında en bilindik olarak Yerçekimi Yasası da farklı bir bakış açısıyla arkeolojiye bağlanabilir. Felsefik olarak şöyle ki, doğa yerçekimi diye bir gerçeklik sundu. Bu gerçekliği aklı olan ve olmayan içgüdüsel kavrar ve bu gerçeklik bizi diğer tüm bilgilere ulaştırır. Arkeoloji de bizi gerçeklere ulaştıran bir araçtır…


Kaynaklar
fizikbilimi.gen.tr
dersimiz.com
Özdoğan, Mehmet. 50 Soruda Arkeoloji, 7 Renk Basım Yayım ve Filmcilik, İstanbul, 2012
Erdoğu, Burçin. Arkeoloji/Teori/Politika,Okyanus Yayınları, İstanbul,2007
Total
136
Shares
Bir cevap yazın

Benzer İçerikler