Kültürlerin Sentezi : Fayyum Portreleri

Feyyum ya da Fayyum, Orta – Kuzey Mısır’da kendisiyle aynı adı taşıyan Feyyum Vahası’nda bulunan bir kenttir. Antik Krokodilopolis kentinin kısmen üzerindedir.

Mısır sanatıyla örtüşmeyen Fayyum Portreleri nasıl ortaya çıktı?

M.Ö 332 yılında Mısır’ı İskender’in fethetmemesi ile birlikte ülke, Grek hanedanlarından Ptolemaioslar tarafından yönetilmeye başlar. Mısır’ı işgal eden askerler evlerine dönmek yerine başta Fayyum olmak üzere Mısır’a yerleşirler. Bu sayede Mısır’a Grek kültürü yayılır ve bir süre sonra resmi dil Grekçe olur.300 yıl boyunca Ptolemaioslar tarafından yönetilen Mısır, Kleopatra  ile Antonius komutasındaki Mısır donanmasının Roma’ya karşı yenildiği Actium Savaşı ardından M.Ö 31’den itibaren Mısır’da Roma egemenliği başlar. Önce Grek kültürü etkisinde kalan Mısır, bu sefer Roma kültürü etkisi altına girer. Bu etki en çok ölü kültleri üzerinde görülmektedir.

Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi – Ankara

Mısırlılar, Eski Çağ inanışlarında olduğu gibi öldükten sonra ruhun ölmediğine, başka alemlerde yaşadığına ancak farklı olarak ruhun kendi vücudunu aradığına inanmaktadırlar. Bu inanış sebebiyle cesetleri mumyalayarak farklı bir ölü kültü oluşturmuşlardır. Genelde kremasyon gömü geleneğini kullanan Romalıların, Mısır’da yaşamaya başlayan kesimi artık kremasyon yapmamakta ve kendi ölüleri için de mumyalama geleneğini uygulamaya başlamışlardır. Ancak Romalılar Mısır geleneğinden farklı olarak mumyaların yüzlerine mask değil, ölen kişiye ait 2 boyutlu portreler yerleştirmişlerdir.

Fayyum Portrelerinin Yapılma ve Yerleştirilme Süreci

M.S 1. yüzyıl ile M.S 3. yüzyıl ortalarına kadar süren devrede yapılmış olduğu kabul gören portreler meşe, limon, çınar, selvi, sedir ve incir gibi dışardan getirilmiş sağlam ve homojen ağaçlardan yapılmış levhaların üzerine çizilmektedir.  Kalınlığı yaklaşık 1,5 cm olup, zımparalanarak pürüzsüz hale getirilmiş olan yüzey astarlanarak resim yapılmasına uygun hale getirilir. Arka plan genellikle tek renktir. İki tip boyama tekniği kullanılmıştır:

  1. Ankostik

Renk verici maddelerin balmumu ve az miktarda yağ ile karıştırılıp fırça darbeleri ile resmin yapılması tekniğidir. Fırça darbelerinin düz hale getirilmesi için üzerinden ısıtılmış metal geçirilir. Bu yöntemin önemli özelliği çok renkli görünümü daha da baskın hale getirip, resme kontrast vermesidir.

      2. Tempera

Yumurta, su, tutkal ve balmumunun bağlayıcı olarak kullanıldığı bu teknik hızlı kuruması ve uzun ömürlü olması nedeniyle sıklıkla tercih edilir. Ankostik tekniğine göre daha mat görünümde olur. Renklerin çoğu ağaç kökleri ve çivit gibi doğal maddelerden elde edilir.

Çeşitli ilaç ve yöntemlerle mumyalanmış olan ölü bedeninin sargılarla sarılmasından sonra, ölen kişinin portresi sargılar yardımıyla cesedin yüz bölgesine tutturulur. Bu işlemden sonra insan biçimli sandukaya dik biçimde yerleştirilir. Dik şekilde konmasının sebebi hayatta olduğu gibi cesedin durmasının istenmesidir. Sonrasında sanduka mühürlenmekte, üzerine ölen kişinin ismi yazılmakta ve kimlik bilgileri eklenmektedir. Bu yazıtlar Yunan alfabesi ile yazılmış olup isimlerin yanı sıra mesleklerin yazıldığı da görülmektedir. Buna göre bu mezarlara sahip olanların sosyal statüsü yüksek askerler, din görevlileri ve devlet yönetiminde çalışan üst düzey yetkililer olduğu tespit edilmiştir.


Kaynakça
AKÇAY  Tuna; Yunan ve Roma’da Ölü Kültü, Bilgin Kültür Sanat Yayınları, Ankara, 2017
https://tr.wikipedia.org/wiki/Feyyum
https://onedio.com/haber/tarihin-ilk-portrelerinin-neden-misir-dan-ciktigina-dair-bilgilendirici-bir-flood-673955

 

 

Total
7
Shares
Bir cevap yazın

Benzer İçerikler