” Tragedyaların ana teması, insanı içten etkileyen ve derin üzüntüye yol açan acı ölümlerdir. ” ( Sema Sandalcı )
Atina’nın üç büyük tragedya şairinden biri olan Euripides’e yakından bakalım:
M.Ö. 484 ila 406 yılları arasında yaşamış olan Euripides, Salamis Adası’nda doğdu. Ailesi ve çocukluk yılları hakkında elimizde birbirinden farklı bilgiler var. Birincisi, babası Mnesarkhos’un (Mnesarkhides de olabilir) meyhaneci, annesi Kleito’nun ise manav olduğu yönünde. İkincisi ise, babasının varlıklı bir toprak sahibi olduğu ve annesinin bir asil soyundan geldiğidir. İşte bu ikincisini bize aktaran Philokhoros’tur. İlk bilgi hakkındaki ağırlıklı düşünce, Euripides’i asil bir soyla bağlantılı göstermekten çekinen ve hatta belki de önemsiz göstermek isteyen Aristophanes veya çağdaşlarının uydurduğu bir söylem olduğu yönünde.
Yaşamı boyunca hem sanat hem de sporla ilgilenmiş olan Euripides’in oldukça iyi bir eğitim aldığını söylemek mümkündür. Resimden, spora ve spordan felsefe derslerine kadar ilgi alanı ve genel kültürü çok genişti Euripides’in. Sokrates ve Protagoras ile iyi arkadaşlık ilişkileri olan Euripides ” sahnelerin filozofu ” olarak tanındı. Ve hatta tiyatroya ilgi duymayan Sokrates bile onun eserlerini izlemiştir.
Yaklaşık 45 yıl boyunca, toplam 90 kadar tragedya yazdı. 81 tanesinin adını bildiğimiz eserlerinden ( bir tanesi satirik drama ) sadece 19 tanesi günümüze ulaştı. Çağdaşlarının ve komedya yazarlarının sert eleştirilerine maruz kalsa da, Bakkhalar tragedyasında konu etmiş olduğu Tanrı Dionysos onuruna düzenlenen yarışmalarda, çeşitli tragedyaları sayısız ödül aldı. Bu eleştirilerden bıkıp M.Ö. 408 yılında Atina’yı terk etti. Önce Thesalya’nın Magnesia şehrine gitti ve orda büyük bir saygıyla karşılandı. Daha sonra ise Makedonya Kralı ” Sanatların Koruyucusu ” Arkhelaos’un daveti üzerine Pella’ya gitti. Arkhelaos, Bakkhalar ve Temenides tragedyalarını burada yazdı..
Tragedyalarında; savaşın iyi ve kötü yanlarının, kralların acı sonlarının, izleyiciye verdiği derslerin, savaş karşıtlığının, kişilerin kusurlarının yanı sıra anlattığı kimselerin adetleri, dinleri, gömü gelenekleri ve daha birçok şey hakkında da bilgi verdi. Bazı tragedyalarda ağır sözler yazarak izleyicinin tepkisini çekmiştir. Örneğin Medea’da; Medea için ” Aishropoios ” ( çevirmen notuna göre ”iğrençlikler yapan” anlamına geliyor.) kelimesini kullanmış ve ağır bir küfür olarak algılanan bu söz üzerine seyirciler Euripides’i yuhalamıştır.
Atina’nın üç büyük tragedya şairlerinden biri olarak görülen Euripides, M.Ö. 406 yılında öldü. Ve onun ölümünün üzerine çağdaşı Sophokles o yıl sahnelenen oyunlarına matem elbiseleriyle çıktı.
Euripides’in Türkçe’ye çevrilen tragedyaları: Yakarıcılar, Resos, Medea, Bakkhalar, Elektra, Hippolytos, Troialı Kadınlar, Helena ve Hekabe.
KAYNAKLAR: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi’nden
Euripides, Bakkhalar ( Çeviren: Sabahattin Eyüboğlu )
Euripides, Medea ( Çeviren: Ari Çokona )
Euripides, Yakarıcılar ( Çeviren: Sema Sandalcı )
Euripides, Resos ( Çeviren: Sema Sandalcı )
NOT: BU YAZININ İÇERİĞİNDE GENEL OLARAK, KAYNAKLAR KISMINDA BELİRTMİŞ OLDUĞUM ESERLERİ ÇEVİRMİŞ OLAN; SABAHATTİN EYÜBOĞLU, ARİ ÇOKONA VE SEMA SANDALCI’NIN EURİPİDES HAKKINDA VERMİŞ OLDUĞU BİLGİLER KULLANILMIŞTIR.