Antik Roma’da Evcil Hayvanlar

Antik Roma kanıtlarında hayvan sahiplenmek sadece yazılı kaynaklarda değil, aynı zamanda sanatsal betimlemelerde de karışımıza çıkmaktadır. Roma mezar taşlarında sıklıkla köpek, maymun veya kuş betimleri ile karşılaşırız. Zengin patronlar, sevgiyle bağlandıkları evcil hayvanları ile poz vererek mozaik veya duvar resimlerine konu olmuşlardır. Bu hayvanlar ceylan, tavus kuşu, ayı hatta aslan gibi egzotik hayvanlar  olup zenginlik ve statünün bir göstergesi olmuşlardır.

Roma tarihçisi Suetonius bize Roma imparatoru Tiberius’un yılan beslediğine dair bilgi vermektedir.Yılan, gelincik, kedi gibi hayvanlar, başta fare ve keme (sıçan) gibi hayvanları uzaklaştırmak için beslense de daha sonra bu hayvanlara duygusal olarak bağlandıkları bilinmektedir. Yine aynı şekilde tavuklar ve ördekler de her ne kadar yumurtaları için bakılsa da istenen ev hayvanları olduğu görülmüştür.

Kuşlar konusunda daha seçici davranan Romalılar daha çok serçe, kuzgun, bülbül veya insan konuşmalarını taklit edebilen papağanları tercih etmekteydi ve insanların konuşmalarını taklit eden kuş türlerine lanet etmeyi öğretmelerinden dolayı Romalı yazar Apuleius bu konu da “sürekli lanet ediyorlardı.” diyerek insanları uyarmış olduğu bilgisine ulaşabiliriz. Evcil hayvana olan bağlılığı, Romalı şair Catullus, sevdiği kadın olan Lesbia’nın serçesini kaybetmesine olan üzüntüsünü Lesbia’s Sparrow adlı şiirinde dile getirmektedir.

Bilinen bir başka evcil hayvan ise balıklar olmuştur. Piscina adı verilen balık havuzlarını yapan ilk kişi, balıklarının ölümünden sonra onlara daha uygun bir yaşam alanı sağlamaya çalışan bir eski konsül olmuştur. İkinci yüzyıldan sonra Piscina’lar varlıklı ailelerin evinde görülmeye başlamış daha sonra ise yaygınlaşmıştır. Balık beslemenin sebeplerinden biri bazı kişilerin balıklarının öldükleri yıldan bir sonra kendilerinin de öleceğini varsaymış ve bunu öğrenmek amacıyla balık beslemeye başlamış olmasıdır.

Kaynaklar: 1, 2

 

Total
1
Shares
Bir cevap yazın

Benzer İçerikler